Elektriğin temellerinden birisi de güç kavramıdır. Çünkü elektriğin üretilme amacı kullandığımız kaynaklarımız için güç üretmektir. Güç kavramı ise 3 şekilde karşımıza çıkar. Görünür güç, aktif güç ve reaktif güçtür. Aktif güç daima kafamızda tam olarak oturmuş yükler tarafından direk harcanan güçtür. Peki reaktif güç nedir? Ama reaktif güç özellikle öğrencilik çağında da tam olarak anlaşılmaz -ya da anlaşıldığı sanılır- ve hayat boyu çoğunlukla teorik olarak bilinir.

Reaktif Güç Nedir?
Reaktif güç nedir sorusunun cevabı teorik olarak çok iyi bilinse dahi oldukça kafa karıştıran bir güç çeşididir. Çünkü, yararlı olarak bir iş yapmaya fayda sağlamaz sadece sanal olarak sistemde bulunur. Hiçbir iş yapmayan şey o zaman nasıl güç olarak ifade edilebilir.
Eğer söz konusu kurutma makinesi gibi bir yükse dirençlerde harcanan güçle direk aktif güç kullanılmış olur. Fakat, söz konusu motor gibi yükler olduğunda, elektrik enerjisi doğrudan aktif güce dönüştürülemez. Bunun nedeni motorun, stator ve rotor boşlukları arasında manyetik alan oluşturulması gerektiğidir. Bu manyetik alanı oluşturmak içinde enerji gereklidir. İşte bu güce reaktif güç denir. Her ne kadar reaktif güç sistemde ve hesaplarda can sıkan “işe yaramaz güç” olarak tanımlansa da reaktif gücün önemi büyüktür. Reaktif güç nedir ve neden önemlidir? Çünkü manyetik alanı oluşturmaya yarayan güçtür.
Reaktif Güç Nerede Kullanılır?
Reaktif gücün mantık olarak AC olarak 3 fazlı çalışan cihazlarda manyetik alanı oluşturmak için ve elektrik sistemlerindeki voltaj dengesini sağlamak için kullanılabileceğini anlayabiliriz.
1) Çeşitli Cihazların Düzgün Çalışmasında
Transformatörler, motorlar, jeneratörler ve diğer elektrikli cihazlar manyetik akı üretebilmek için yukarıda anlattığımız gibi reaktif güce ihtiyaç duyarlar. Bu reaktif güç manyetik alanın oluşturulmasına yardımcı olur ancak güç faktörünü düşürür. Bunu engellemek için de sisteme gerekli hesaplamalardan sonra kompanzasyon yapılır.
2) Voltaj Kontrolünde
Şebekeden gelen voltaj seviyesinde ani dalgalanmalar çeşitli elektrikli cihazların bozulmasına neden olur. İndüksiyon motorlarının aşırı ısınması, çeşitli ekipmanlarda performans düşüklüğü, sargı yalıtımlarında meydana gelen arıza gibi birçok sorun oluşabilir.
Güç talebi, iletim hatlarından sağlanandan fazla olması durumunda, akım artacağı için hatta voltajın düşmesine neden olur. Bu gerilim düşmesi jenaratörlerin açması, motorların aşırı ısınması gibi problemlere neden olur. Tersi olması durumunda ise bu sefer yüksek voltaj düş güç faktörüne, kabloların izolasyon sargılarına, bazı iletim ekipmanlarının otomatik devreye girmesine neden olur.
Bu problemleri aşabilmek için sistemdeki reaktif güç aksi yönünde dengelenmelidir. Bunun için şönt reaktörler, kondansatörler kullanılmaktadır. İletim hatları için reaktif gücün önemi büyüktür.
İletim hatlarında meydana gelen elektrik kesintilerinde de reaktif güç önemlidir. Elektrik sistemlerinin düzgün çalışması için sistemde yeterli miktarda reaktif güç bulunmalıdır. Ani elektrik kesintileri özellikle büyük işletmeleri -zorunlu olarak 7/24 çalışan cihazlar bulunduğu için- ciddi zararlara sokabilir.
Pasif ve Dinamik Reaktif Kaynaklar
Sistemde stabiliteyi sağlamanın en önemli yolu reaktif kaynakları kullanmaktır. Bunun için iki farklı reaktif kaynak tipi vardır.
Pasif reaktif kaynaklar sistem koşulları değiştikçe bağlanabilen veya bağlantısı değiştirebilen sabit cihazlardır. Kapasitörler en yaygınıdır. Yapılan kompanzasyonla kapasitörler isteğe göre otomatik veya manuel olarak kullanılabilir.
Dinamik reaktif kaynaklar, pasiflere göre daha hızlı tepki gösterir. Milisaniyeler için değişken miktarda farklı reaktif güç sağlayabilir. Statik VAR ve senkron kompansatörler, geleneksel generatörler bunlara örnek olarak verilebilir. Bazı yenilenebilir enerji kaynakları da dinamik reaktif kaynak olarak besleme yapabilir.